Kaptan Kazım

Bir insan düşünün! Hem spora yatkın olacak hem de şair ruhlu olacak… Bu insan bir de vatanı için şahadet şerbetinden içerse mükemmel kelimesi o insan için çok anlamsız kalır. Çanakkale’ye gittiğinde komutanının onu emir eri olarak istemesi üzerine, ‘‘Ben sporcuyum, diğerlerine göre daha atik ve zinde biriyim. Ben cephede daha çok işe yararım’’ karşılığını vererek ön mevziilerde yerini çoktan almıştı bile Kazım. Siper kazıyor, erzak taşıyor, ateşkes aralarında arkadaşlarına çay bile yapıyordu. Bazen aşk bazen vatan şiirleri okuyarak arkadaşlarını yüreklendiriyordu…İşte Beşiktaş’lı Kaptan Kazım’da böyle koca yürekli bir insandı. Çanakkale Cephesinde Anzaklara karşı savaşırken sırtına yediği bir gülle sonucu şehit oldu.Kaptan Kazım’ın cebinden çıkan bir kağıt parçası bize çok şey öğretti… Sadakat, inanç, aşk, iman… adına ne derseniz deyin!! İşte o kağıt parçasına Kaptan Kazım’ın yüreğinden dökülüp kaleme aldığı şiir…


Hayatı süsledik , izhar-ı ittihatla bugün
Yolunda, gençliğin ulvi değilmiydi birleşmek?
Sebatı, bayrağımız yaptık… İ’tilamız için…
Neticesiz ve boş olmaz sebatla hiçbir emek.
Dakikalar bize bir nağbe nişan olsun
Kulübümüzde müceddet nücumu mevc vursun…
Bu kainat bize hep gıpta ediyor.
Biz Onbir arkadaşız lakin arkamız daha var!
Bu alemi dar zannedip de, aldanalım…
Vakur, hak sahibi gibi sakin, nezih ve saf olalım.
Fakat bu hal ile , kuvvetli ve cesur olalım.
Biz Onbir arkadaşız, lakin arkamız daha var.