Birinci Dünya Harbi

Osmanlı Devleti dünya'nın en büyük savaşında, dünyanın en onurlu mücadelesini vermekteydi. Yedisinden yetmişine, kadın erkek demeden milli ruh bütünlüğü içerisinde herkes vatan topraklarını elinden geldiğince savunmaktaydı. Varken herkes herşeyi kolaylıkla yapabilir, ancak yokken kim ne yapabilir! İşte Çanakkale'de, Kafkas Cephesinde ve diğer tüm cephelerde hem düşmanla hem de yoklukla mücadelenin bir resmiydi. Bir düşünün! Sabah Üzüm Hoşafı, Öğlen; Yok , Akşam Buğday Çorbası ve yarım ekmek.. Bu herhangi bir günün menüsü, bir başka gün Sabah:Yok , Öğlen : Yok, Akşam: Üzüm Hoşafı ve Ekmek... Bir başka gün ya daha azı, ya da hiç olmayan yemek menüsü... peki ya cephede yaralalan askerlerimizin ameliyatlarının narkozsuz yapılmasına ne dersiniz..!

Harp devam ederken ülkenin bazı yerlerinde özellikle de İstanbul'da yaşam normal şartlarda olmasa bile normale yakın bir şekilde devam ediyordu. Harp tüm hızıyla devam ederken askerler arasında dönemin en üst klasmanında oynayan takımların yıldız oyuncuları da vardı. İşte bu futbolcular kısa süreli izinler alıp cepheden sahaya, sahadan cepheye koşarak adeta iki cephede savaşan Gazanfer'lerdi. Savaşın İlerlemesiyle futbol sahalarında ki çetin mücadeleler ,yokluklar ve yoksulluklar hissedilmeye başladı. Takımlar kumaş yokluğundan ötürü tek tip formalar yerine karışık fanilalarla sahaya çıkıyordu. Yerli toplar sık sık patlıyor maçlarda uzun uzun aralar veriliyordu.

Takımlar harb dolayısıyla bırakın maçlara çıkmayı idmanlara dahi çıkartacak sporcusu kalmamıştı. Kulüpler, formalarını çıkarıp üniformalarını giyen futbolcuları şehit ya da gazi olunca hayli çökmüştü. Gidenler geri gelmiyor takım kadroları bir bir eriyordu. Fenerbahçe'nin 3, Galatasaray'ın 2, Beşiktaş'ın ise 1 Futbolcusu kalmıştı. Kayıplar nedeniyle 1916-1917 sezonunda lig, 15-16 yaş grubundaki çocuklarla oynanabilmişti. Bedri Gürsoy , nemli gözlerle o günleri anlatırken ''Hem havan topuyla , hem futbol topuyla savaş kazanan tek ülke biziz'' diyordu. Şehitlerimiz var Şahitlerimiz var... Futbolda birçok ülke dünya şampiyonu oldu ama hiçbir Ülkenin futbolu bizimki gibi Kahraman olamadı!

Altay Kulübü Kuruldu

İzmir'de Karşıyaka'dan sonra kurulan ikinci büyük Türk Kulübü olma özelliğini taşıyan Altay, Hilal adıyla kuruldu. Daha sonra Altay adını almıştır.

Darüşşafaka Spor Kulübü Kuruldu

1865 yılında öksüz ve yetimlerin barınması ve eğitim görmesi amacıyla kurulan Darüşşafaka 1914 yılında spor kulübünü kurarak sportif faaliyetlerine başladı.

Nişantaşı Spor Kulübü Kuruldu

1914’te kurulan spor kulübü ilk dönemde futbol, çim hokeyi ve bisiklet branşlarında faaliyet gösterdi. Kulüp özellikle bisiklet branşının ülkemizde tanınmasında büyük rol oynadı.

Futbol Ligleri 1914-1915

İstanbul'da kulüp sayılarının artmasıyla boy gösteren anlaşmazlıklar nedeniyle iki ayrı lig oluşturuldu. Bu ligler İstanbul Futbol Birliği Ligi ve İstanbul Şampiyonluğu ligi adı altında oynandı.